Marmara'da Deprem Alarmı! İstanbul İçin Tehlike Sinyalleri Yükseliyor
17 Ağustos 1999'da Gölcük merkezli 7.4 büyüklüğündeki depremin ardından 26 yıl geçti. Binlerce insanın hayatını kaybettiği bu felaketin yaraları hala taze. Uzmanlar, yaklaşan olası Marmara depremi hakkında önemli değerlendirmeler yapıyor. Afet Yönetimi Uzmanı Doç. Dr. Bülent Özmen, "Marmara'nın güney kısmındaki Gemlik Körfezi'nden geçen fay hattı uzun süredir büyük bir deprem üretmedi. Olası bir sarsıntı, tüm Marmara kıyılarına zarar verebilir," diyerek uyarıda bulundu.

17 Ağustos 1999 tarihinde, merkezi Kocaeli'nin Gölcük ilçesi olan ve "asrın felaketi" olarak anılan Marmara Depremi'nin üzerinden tam 26 yıl geçti. Bu sarsıntı neticesinde Kocaeli, Yalova, Sakarya, İstanbul ve Düzce illerinde 17 bin 480 insan hayatını kaybetti, 43 bin 953 kişi ise yaralandı.
Afet Yönetimi uzmanı ve Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü'nden Doç. Dr. Bülent Özmen, 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi sonrasında Türkiye'de 448 bin deprem kaydedildiğini ifade ederek, "Ortalama her 6,5 yılda bir, 7'den büyük bir depremle yüzleşiyoruz" dedi.

Doç. Dr. Özmen, Marmara Depremi'nin 26. yılına özel bir açıklama yaptı.
"HER 6,5 YILDA BİR, 7'DEN BÜYÜK DEPREMLERİ GÖRÜYORUZ"
Özmen, "Marmara Depremi sonrası geçen 26 yılda Türkiye genelinde tam 448 bin deprem meydana geldi" dedi. Yıllık bazda en yüksek depremlerin 2023, 2017, 2020 ve 2024'te kaydedildiğini aktaran Özmen, 2023 yılında yaklaşık 74 bin sarsıntı yaşandığını belirtti.
Son 26 yıl içerisinde 6 ila 6,9 büyüklüğünde 46 deprem olduğunu vurgulayan Özmen, "Her 6,5 yılda bir, 7'den büyük bir depreme maruz kalıyoruz. Yılda ortalama iki kez, 6 büyüklüğünde bir depreme rastlıyoruz" diye konuştu.

Özmen, 1999'dan bu yana yaşanan depremler sonucunda yaklaşık 77 bin bireyin hayatını kaybettiğini ve ekonomik kaybın 200 milyar doları bulduğunu kaydetti.
17 Ağustos tarihinde Kuzey Anadolu Fayı'nın Yalova açıklarında kırıldığını hatırlatan Özmen, Marmara Denizi'ndeki bazı fayların 1766'dan bu yana 7'den büyük bir deprem üretmediğini, bu nedenle "sismik boşluk" olarak adlandırıldığını belirtti. Doç. Dr. Özmen, 2019'da İstanbul'da 5,8 ve bu yıl 6,1 büyüklüğündeki depremlerin yaşandığını, ancak bunların fay hattındaki gerilimi yeterince boşaltmadığını vurguladı.

Kuzey Anadolu Fayı'nın kuzey segmentinde kırılmayı bekleyen fayların bulunduğunu dile getiren Özmen, "Olası 7'den büyük bir depremin İstanbul üzerinde ciddi bir etkisi olacaktır. Marmara'nın güney kısmındaki, Gemlik Körfezi'nden geçen fay hattı da uzun bir süredir büyük bir deprem üretmedi. Buradaki bir sarsıntı, tüm Marmara kıyılarını tehdit edebilir" şeklinde konuştu.
Özmen, 26 yıl içinde yasal, hukuki ve teknik alanda bazı ilerlemelerin kaydedildiğini, ancak bunların yetersiz kaldığını belirterek, her depremde yaşanan yıkım ve can kaybının, bu alanda henüz gereken seviyeye gelinmediğini gösterdiğini söyledi. Ayrıca kentsel dönüşümün önemine de dikkat çekti.

SINDIRGI'DAKİ DEPREM BALIKESİR'İN RİSKİNİ AZALTMIYOR
Özmen, Balıkesir'in Sındırgı ilçesinde meydana gelen 6,1 büyüklüğündeki depremin artçı sarsıntılarının, 5,1 ila 5,2 büyüklüğüne kadar çıkabileceğini belirtti.
Bölgede yaklaşık 20 aktif fay bulunduğunu ifade eden Özmen, deprem esnasında yalnızca Simav Fay Zonu'nun 20 kilometre uzunluğundaki bölümünün kırıldığını belirtti. Doç. Dr. Özmen, "Bu deprem sonrası artık burada bir daha olmayacak düşüncesi geçerli değil. Balıkesir, Türkiye'nin birçok ili gibi yüksek deprem riski taşıyor. Sındırgı'daki fay hattı ile İstanbul'u etkileyen Kuzey Anadolu Fayı farklı hattlardır. Bu nedenle Sındırgı depremi gerçekleşmeden önce İstanbul'un deprem tehdidi neyse, bugün de aynı seviyededir" dedi.